Bundan 20 sene önce muhtemelen Alsancak Garı'na yakın bir yerlerde aniden yoluma çıkan ve yağmurdan sırılsıklam olmuş bir kadın, bana Seville'nin satranç taşlarıyla kaplı bir kitabevinde 'Liberation' gazetesinin arşivlerine ulaşacağımı ve hevesime yenilerek rastgele çevirdiğim ilk sayfanın kendi özgürlüğüme değil de Lacan'ın ölümüne işaret edeceğini söyleseydi ona da yaklaşık olarak böyle bakardım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder