17 Nisan 2020 Cuma

16 Nisan - Rüya

Rüyamda neo-fütüristik çizgileri olan devasa bir binadan içeri giriyorum. Oldukça uzakta bir resepsiyon masası var. Binaya girişimle birlikte ortaya nasıl çıktıklarını anlamadığım İki güvenlik görevlisi bana eşlik etmeye başlıyor. Biri oldukça kilolu. Yüzünde siyah ter izleri var. Diğeri topal, adımlarımı yakalamakta güçlük çekiyor. 

Sağlı sollu duvarlara birkaç canlı türünün evrim sürecine dair fotoğraflar asılmış. Fotoğrafların birinde, hiperrealistik çalışılmış bir salyangoz resmi gözüme çarpıyor, sarı renkli bir kayadan evrimleşmiş. Diğer bir fotoğrafta ise elini çenesine dayamış depresif bir erkek-insanoğlu var, aynı kadrajın sol tarafında, bir kadının başka bir erkekle öpüştüğü görülüyor. Yanımda yürüyen topal güvenlik görevlisine fotoğrafı göstererek soruyorum: 'Bir erkeğin depresif konuma doğru evrimleşmesini sağlayan şey, sevdiği kadının onu bir başka erkekle aldatması mıdır?' Topal görevli yüzüme bakmadan yanıtlıyor sorumu: 'Evcilleşmesini' diyor, 'evrimleşmesini' değil. 

Resepsiyon masasına geliyoruz. 80'li yaşlarda zar zor ayakta duran, ağır makyajlı bir kadın karşılıyor bizi. Ayaklarımın ucunda hafifçe yükseliyorum ve kadının bir gemi maketiyle uğraştığını görüyorum. Bakışlarımı yakalayan kadın, yarısına kadar montajladığı maketi sertçe önündeki torbaya tıkıştırıyor ve aynı torbadan çıkardığı yaka kartını bana uzatıyor. Kartın üzerinde 'Bilim Kurulu Üyesi' yazıyor. Kadına bir yanlışlık olduğunu söyleyemeden iki güvenlik görevlisi koluma girip beni asansöre doğru ve hafifçe çekiştirerek götürüyor. Asansörün kata gelmesini beklerken yeniden resepsiyon görevlisi olan kadına bakıyorum. Torbasının içinden gemi maketini çıkarmış. Bana doğru dönüyor ve gemiyi göstererek şöyle söylüyor: 'Salgın bittiğinde bununla kaçacağım...' 

Asansör bulunduğumuz kata geliyor. Yükseliyoruz. 10. Kat! Yine uzun bir koridor. Bu kez daha hızlı adımlarla yürüyoruz. Koridorun sonunda bir oda. Duvarları kırmızı. Odaya giriyorum. Yanımdaki güvenlik görevlileri ortadan kayboluyor. İçeride müthiş bir kaos var. Koskoca oda altı ayrı odacığa bölünmüş. 

Birinci odacıkta bir grup maskeli bilim adamının poker oynadıklarını görüyorum. Biri maskesine irice bir delik açmış ve purosunu o delik yardımıyla ağzına götürüyor. Odacığın duvarına 'Bob le Flambeur' filminin afişi asılmış. Aralarında en çelimsiz olanı tüm poker fişlerini toplamış olsa da oldukça üzgün görünüyor. Ceketinin ön cebindeki düşük kalibre tabancanın kabzası dikkatimi çekiyor. 

İkinci odacığın ortasına Roma'daki 'Aşk Çeşmesi'nin küçültülmüş bir kopyası inşa edilmiş. Çeşmenin başında, 70'li yaşlarında bir bilim kurulu üyesi, 40'lı yaşlarındaki meslektaşına ellerini nasıl yıkaması gerektiğini öğretiyor. Fakat bunu hakkıyla beceremiyor çünkü ellerinden biri bilekten kesilmiş. 

Üçüncü odacıkta, National Geographic kanalında maymunların çiftleşmesi ile ilgili bir belgeseli izlerken elinde kumandayla uyuyakalmış jeolog C.Ş'yi görüyorum. Odacığın duvarında K.Evren'in askeri üniformalı bir posteri var. 

Dördüncü odacıkta iki üye yerde kıyasıya kavga ediyor! İkisinin gözlükleri de kavganın şiddetiyle yüzlerinde çarpık biçimde konumlanmış. Üstte olan bir yandan yumruk atarken diğer yandan Hipokrat yemini ediyor. Ancak Hipokrat yemini ile meclis yeminini birbirine karıştırıyor. Bu arada alttaki üye dayağı yerken, odacığın duvarında asılı olan ve fiziksel mesafeyi anlatan afiş tasarımı dikkatimi çekiyor. 

Beşinci odacıkça bir kadın üye var. Elinde ilkokul fişleri... Bir fişin üzerinde 'Bilim', ikincisinin üzerinde 'Sokak Kadını', üçüncüsünün üzerinde 'Yurdum İnsanı' ve sonuncusunun üzerinde 'Mağara Adamı' yazıyor. Elindeki makasla Sokak ve Kadın'ı, Yurdum ve İnsanı, Mağara ve Adamı keserek ayırıyor kadın. Sonrasında elinde kalan sözcükleri 'Bilim' sözcüğü ile eşleyerek boş zamanını dilbilimsel bir meşgaleyle doldurmaya çalışıyor. 

Son odacıkta kimse yok. Odacığın duvarına güzel sanatlar fakültesine girişte kullandığım bir fotoğrafım asılmış. Fotoğrafın altında 'Prof.Ooops.' yazıyor. Korkak adımlarla bana ayrılmış olan bölmeye doğru yürüyorum.

8 Nisan 2020 Çarşamba

Koku


Psikeart & Akbank Sanat ortaklığı ile hazırlanan seminer dizisinin bu bölümünde Tom Tykwer'in 'Perfume' filmi üzerine konuştuk. Oturumun tamamını Youtube üzerinden izleyebilirsiniz. Paylaştığım video, yalnızca Svankmajer'in 'Tactile' deneylerinden yola çıkarak vermiş olduğum örneklendirmeleri esas alıyor.