Max Ernst'in mezarı, çocukken rüyama giren aksak çekirgeleri sağalttığım portatif kibrit kutularına benziyor. Vasati 40 ruh taşıyor Ernst'in mezarı. Hepsi közlenmiş, hepsi küllerinden doğmuş 40 Simurg kanadı taşıyor. Ona dokunduğunuzda, ıslak sopayla terbiye edilmiş günahkar bir sesin sıcaklığı geçiyor elinize. Ne kadar silkelerseniz silkeleyin, çekirgenin zıplayışındaki soğuk adrenalini söküp atamıyorsunuz avucunuzdan. Çoktandır közlenmiş bedenini pipoma kattığım için olacak, diğerlerinin mezarından farklı Ernst'in mezarı, diğerlerinin mezarından bir içim daha derin, bir içim daha yakın.
Boş olanlara, çocukluğun soğuk gecelerinde battaniyelerle çocuk kaçıran adamları da koysak.
YanıtlaSilBattaniyelerle çocuk kaçıran adamlar, Ardahan 1975 yılını hatırlatıyor bana.
YanıtlaSilNeden Ardahan ve 1975?
YanıtlaSilBana bir şey ifade etmedi.
Son gönderilerin, mezar ziyaretlerin birbiri ardına garip çağrışımlar yaptı. Tezer, çocukluk, çocukluk korkularım vb. işte...
1975 yılında Ardahan'a tren yoluyla giderken kahverengi battaniyeli bir adam tarafından kaçırılmış olabileceğime dair bir fantezim vardı.
YanıtlaSil