19 Mart 2010 Cuma

Jackpot


Kendi hakikatim üzerinde kurulan ancak taşıdığı anlamı boşalttıkça ödünç aldığı sınırlarında başka bir kendiliğe dönüşen bedenimi izliyorum. Gürültünün yaşamı kalabalıklaştırarak onu tekdüze bir sessizliğe dönüştürmesinin tersine, içinde olduğumu var saydığım hacim, başkasının arzusunda alelade gösterilen bir et yığını olmanın ötesine geçerek, o ilksel sessizliğini müthiş bir gürültüye dönüştürüyor. Doğum hastanelerindeki gündelik harekete sıkı sıkıya bağlanmış, sabır taşıran bir gürültü imgesini çağrıştırsa da onun, gebe bırakılmış bir anlam elçisi konumuna yakışır tonunu görmezden gelemiyorum. Bana içinden seçilebilecek anlamlı hiçbir ses bırakmayan, yarım yamalak bir rüyadan koparılarak gerçekliğimi işgal eden bu gürültü, yalnızca ayak sesleriyle kendini duyuran, rüzgarı yüzümü yalayarak ardıma düşen tekil bir koşturma fiiline dönüşüyor. Kendini hızla tekrar eden bu ritmik tınıyı kafamda dahi olsa durdurmak ve sesin kime ait olduğunu yakalamak istiyorum. Ani şekiller değiştirerek unuttuğum anıların, bakışların ve dokunuşların kılığına giren bedenim, kolu bozuk bir kumar makinesinin kendi çevresinde dönüp durmaya takılmış sembollerine dönüşüyor. Neredeyse bir bakış, kendisine ait olan bir ses ile yan yana gelecekken, aniden başka bir arzu, ona ait olmayan bir başka doyumla ilişkileniyor. Sonunda parçalanmış, bütün olma hazzından yoksun onlarca şeklin yaşam bulduğu bir oyun alanına dönüştürüyor beni. Bir süredir kulaklarımda yankılanan tekil koşuşturma, sanki daha önceden programlanmışçasına, parçalanmış bedenimin hareketsiz imgesi üzerine eşleniyor ve giderek kendi anlamını üreten ‘hız’ı, sonsuz bir hareketsizliğe terk ediyor.

5 yorum:

  1. sentetik ambivelan duygulanım bozukluğu kulağa hoş geliyor.

    YanıtlaSil
  2. eric satie... iyi geliyor...

    YanıtlaSil
  3. Satie'yi aşağıda link verdiğim filmin ikinci öyküsünde kullanmıştım:

    http://surrealismus.blogspot.com/2008/07/tt-demircinin-klecks-filmi.html

    YanıtlaSil
  4. ...ve şaşırmamış gibi davrandım.

    YanıtlaSil
  5. Kendi anlamını üreten hız radyasyon ışını. Sonsuz hareketsizlik ise, odanın ortasında radyasyona maruz kalmış vücut kalıntısı.

    YanıtlaSil