Kısa süre içerisinde tasarladığım ve ekte sizlerle paylaştığım afiş eskizi, 'Gölge Tiyatrosu'nda Ayna Evresi'nin Politik İşlevi' üzerine çekmek istediğim bir filme ait. Bu kötü haber. İyi haberse asla böyle bir filmi çekmeyecek olmam. Her ne kadar hayatımda ancak bir nefes kadar yer kaplamış olan Texas'lı dostlarım yeni bir film çekmem adına 'kafası iyi' temennilerini sunmuş olsalar da tasarladığım afiş dahilinde Türk Gölge Tiyatrosu'na yaptığım sözde samimi duygusal yatırım, filmin kendisinden çok daha sinematografik geliyor göze ve kulağa. 'Yeni Başlayanlar İçin Žižek' kadar yamuk bakmayı beceremediğim için olacak, bu projenin kaba-doğrusal bir bakış ekseninde ve daha ilk sahnesinde kendini boğazladığını düşünüyorum. Kabul edin ki henüz çekilmemiş bir filmi afişiyle kurban etmek, çok ama çok sevilen bir kadınla yaşanması beklenen ön sevişmeyi ansızın bastıran bir gece boşalmasıyla harcamaya benziyor.
Bakın size en büyük zevklerimden birini anlatayım. Adını dahi duymadığım bir filmin DVD'sini almak ve 'Extras' bölümünü tıklayıp filmin 'Çıkartılmış Sahneler'ini izledikten sonra onu çöpe atmak. İlave edilen şey, halihazırda filmden çıkarılmış olan Şey'dir; yani kendi dışında (ex-istence) kurgulanan filmin esasıdır. Bir filmi meşru kılan, sözde akılcı bir kurgu muhakemesi sürecinde kendisinden esirgenen tözdür; onda arta kalan, ondan geriye eksilendir. Göndermiş olduğum afiş eskizi, hiçbir zaman çekmeyeceğim bir filmin afişi olması anlamında hem filmin kendisi ve hem de ondan 'büyük bir törenle' mahrum bırakılandır.
2003 yılında sonlandırdığım Alfabetik Düşler filminin 'T' harfi, çekileceği beklenen bir filmin fragmanını esas alır. Filmin adı, 'Fraktal Bir Aşkın Yapısökümü'dür. Yapımcısı da hepinizin yakından tanıdığı Alpogan Erdoğan'dır. Çokça kişi, bu filmin gerçek olup olmadığı ya da çekilip çekilmeyeceği üzerine iletişim kurdu benimle. Oysa fragmanlar da filmden çıkartılmış sahneler gibidir. Her fazla, kendini zevkle eksilterek temsil ettiği 'kendisiyle özdeş' gösterenin içini boşaltır. O yüzden filmlerin fragmanları da tanıttıkları filmlerden hem melankolik olarak 'bir fazla' ve hem de manik olarak 'bir eksik'tir.
Durun lütfen! Serbest çağrışım da bir yere kadar. Yeniden ekte yolladığım afişe geri döneyim. 'Ayna Evresi' size ne ifade ediyor bilemiyorum ancak asla çekmeyeceğim -ve o yüzden bir afişi olan- şu 'Gölge Tiyatrosu' ile ilgili filmin / filmimin sinopsisi şöyle:
Eğer Zenne'nin bakışı, sesi, kokusu ve daha da önemlisi göğüsleri olmasaydı, Karagöz, eklem romatizmasının şarapnel nevrozuna dahi ulaşmaksızın bedenen paramparça bir paranoid karakter olarak kalacak idi. Filmin işlevi, Karagöz'ün kemiklerini bir öteki üzerinden kaynatmaya yönelik hem ontolojik ve hem de ortopedik bir estetik operasyonu esas almaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder