Kiki rüyasında, kendini rüya görürken görüyor. Ve böylece Kiki, başkalarının gördüğü bir 'anonim rüya' olmanın hazzında giderek 'diğerinin' arzusuna dönüşüyor.
1.rüya döngüseldir ve anonim değildir. 2.arzu anonimdir ve döngüsel değildir. 3.kikinin tombul kollarının duruşu ve boynundakine benzer bir tasmayla uyuyabilmesinin pratik imkansızlığı, a-objektifi saran bulutsu atmosferin "sonradan"lığını, b-mumyaların sadece gündüz düşü görebileceğini teyit eder. 4.bu fotoğraf, sevgili kikinin her uyku öncesi tıpkı bir alman masalındaymış gibi, bir marx kitabının altında kollarını saçlarının statik varlığına kalkan ederek, bir ileri bir geri sallanmaya devam ettiği gerçeğine müdahale edemez. imza.anonim
sayın breton; bendeniz ihtimalden bahsediyordum, siz kestirip atmışsınız. hem döngüsel hem anonim olabilecek tek şey "türkü" ise her çeşit semahı konuya örnek olarak gösterebilirim yine izninizle.
'Kestirip atmak'... Sevgili 'vaziyet', sünnet düsturunda bir terminolojiye uzaktan uzağa bir ilgim olduğunu gizleyecek değilim sizden. Ancak ihtimalleri uzun süredir 'kader' hafızasından söküp atmış bir adam olarak sanırım daha 'kestirme / net' tanımları kabullenme aşamasındayım.
Sizin için 'döngüsel anonim' türkü formunda söylenmeyecekse nasıl söylenebilirdi? Hızlıca merak etmekteyim.
sayın breton; hızlı merakınızı elden geldiğince hızlı bir sonuca ulaştırmaya çalışıyorum.
terminolojinizin meraklı bir takipçisi olduğumun farkında olmalısınız. ancak ihtimalleri gözönünde bulundurmak "kestirme/net" tanımlara erişmemizin önünde bir engel teşkil etmez sanırım. zira sizin kestirme/net dediğiniz sözkonusu ihtimallerden sadece birisidir, yanılıyor muyum?
"döngüsel anonim" bahsine ise elbette türküler dahildir, ancak efsane, masal, kutsal kitap ve tabirlere konu olmuş rüyalar da hem döngüsel hem anonim sınıfına girer.
Yanılgı payınızı da şu 'ihtimal sınıflandırması' içersinde zorunlu bir tercih olarak kabul edersek sanırım geriye yanıtlanacak, yorumlanacak herhangi bir olasılık kalmıyor.
PS: 'Kesin ve net' oluşu ansiklopedik bir kararlılıkla açıkladığınız için teşekkür ederim.
bendeniz yanılgı payımı daima ihtimal sınıflandırması içerisinde başa koyan bir kişiyim efendim. ancak konuyla ilgili karşılıklı fikir belirtme sürecimizin amacının yanılgıya mahal vermemek olduğundan bihaberdim sanırım. işte bu noktada kesin ve net olarak yanılmışım.
tenezzül buyurduğunuz fikir teatinizi izlemek her ne kadar "kesin ve net" olan nedir sualine cevap bulamadıysa, izlemek keyif verdi, gerçi ben arzuyla başlamıştım sayın vaziyet,onu azıttınız bir yerlerde sanırım:) gerçi malumdur, taşınacak şey değildir o,yine de eksik olmayınız,yüzümde handeler peyda oldu. bir semaiyle size ve tüm cemiyyet-i irfana selam ederim.
Şad olup görün ne canlar canıdır karşımdaki, Derd-i aşka kul olanın şanıdır karşımdaki, Alemi seyran edenler söylesin gelsin beri, Dürr-i meknun la'l ü gevher kanıdır karşımdaki.
sayın adsız; herhangi bir sonuç beklemeksizin fikir teatisinde bulunmak, pek sevdiğim bir etkinliktir. bu nedenle bir an için unuttuğum "muhtemel" izleyicilerden de kendi gevezeliğim adına özrümün kabulünü rica ederim.
bir sonuca ulaşmak isteyenler içinse hasılı; kesin ve net olan yanılıyor olma arzumuzun bizatihi kendisidir.
Yanılıyor olma arzusu... Freud'a göre bu olanaksız çünkü onun 'arzu' sistematiği 'yanılgısız' dürtüyü esas alır ve doğru olan da budur kanımca. Ama Lacan! Onun 'arzu'su dürtüsel olanı yadsıdığı ölçüde kültürelleştir, kokteyl salonlarının 'formal baştan çıkarma' programına eklemlenir ve hiyerarşik konumu, Baudrillard'ınkinden hemen önce gelir...
Şu durumda 'arzuyu', sınıfsız cinselliğe inanan bir 'talep öznesi' olarak sınıflandırmak zorunda mıyız sorusu geliyor aklıma... Arzu sınıfsız mıdır?
yanılgı payımı zorunlu bir tercih olarak görmeyecekseniz "arzu"nun "sınıf"ın belirleyicisi olduğu fikrini ortaya atasım var.
"yanılıyor olma arzusu"nu ise, akad'ın "vesikalı yarim" filminde, manav halile aşık pavyon kadını sabiha'nın, sevgilisi halil'in evli olduğundan neredeyse emin olduğu halde, "evli misin?" sorusunu, "ya evet derse?" ihtimalinin zorunlu bir tercih olması nedeniyle bir türlü soramaması ile özetleyebilirim.
sorunun muhatabı değilim ama söylemek isterim, baudrillard da "baştan çıkarma" sınıflı değilse de cinsiyetlidir. kadının boyalı erkeğinki ise ironiktir. bu bağlamda, freud a dönmek, psikanalitik kronoloji bakımından sürrealizmin tabiatına daha uygundur, her ne kadar baba müziği efekti yaratsa da.zira freud bu tarih içinde adeta mitolojiktir.
her zaman olduğu gibi bahsi geçen "arzu" evvela kendi nesnesine gözlerini kapatıp onu düşlediği şey olarak görmeye çalışıyor.
YanıtlaSil1.rüya döngüseldir ve anonim değildir.
YanıtlaSil2.arzu anonimdir ve döngüsel değildir.
3.kikinin tombul kollarının duruşu ve boynundakine benzer bir tasmayla uyuyabilmesinin pratik imkansızlığı,
a-objektifi saran bulutsu atmosferin "sonradan"lığını,
b-mumyaların sadece gündüz düşü görebileceğini teyit eder.
4.bu fotoğraf, sevgili kikinin her uyku öncesi tıpkı bir alman masalındaymış gibi, bir marx kitabının altında kollarını saçlarının statik varlığına kalkan ederek, bir ileri bir geri sallanmaya devam ettiği gerçeğine müdahale edemez.
imza.anonim
izninizle ek yapmak istedim;
YanıtlaSilanonim olanın döngüsel ve döngüsel olanın anonim olma ihtimali daima tahmin edilenin üzerindedir kanımca.
Döngüsel olan anonim değildir. Öyle olsaydı 'obsesif kompulsif nevroz' bir türkü adı olurdu.
YanıtlaSilsayın breton;
YanıtlaSilbendeniz ihtimalden bahsediyordum, siz kestirip atmışsınız.
hem döngüsel hem anonim olabilecek tek şey "türkü" ise her çeşit semahı konuya örnek olarak gösterebilirim yine izninizle.
'Kestirip atmak'... Sevgili 'vaziyet', sünnet düsturunda bir terminolojiye uzaktan uzağa bir ilgim olduğunu gizleyecek değilim sizden. Ancak ihtimalleri uzun süredir 'kader' hafızasından söküp atmış bir adam olarak sanırım daha 'kestirme / net' tanımları kabullenme aşamasındayım.
YanıtlaSilSizin için 'döngüsel anonim' türkü formunda söylenmeyecekse nasıl söylenebilirdi? Hızlıca merak etmekteyim.
sayın breton;
YanıtlaSilhızlı merakınızı elden geldiğince hızlı bir sonuca ulaştırmaya çalışıyorum.
terminolojinizin meraklı bir takipçisi olduğumun farkında olmalısınız. ancak ihtimalleri gözönünde bulundurmak "kestirme/net" tanımlara erişmemizin önünde bir engel teşkil etmez sanırım. zira sizin kestirme/net dediğiniz sözkonusu ihtimallerden sadece birisidir, yanılıyor muyum?
"döngüsel anonim" bahsine ise elbette türküler dahildir, ancak efsane, masal, kutsal kitap ve tabirlere konu olmuş rüyalar da hem döngüsel hem anonim sınıfına girer.
Yanılgı payınızı da şu 'ihtimal sınıflandırması' içersinde zorunlu bir tercih olarak kabul edersek sanırım geriye yanıtlanacak, yorumlanacak herhangi bir olasılık kalmıyor.
YanıtlaSilPS: 'Kesin ve net' oluşu ansiklopedik bir kararlılıkla açıkladığınız için teşekkür ederim.
bendeniz yanılgı payımı daima ihtimal sınıflandırması içerisinde başa koyan bir kişiyim efendim. ancak konuyla ilgili karşılıklı fikir belirtme sürecimizin amacının yanılgıya mahal vermemek olduğundan bihaberdim sanırım. işte bu noktada kesin ve net olarak yanılmışım.
YanıtlaSiltenezzül buyurduğunuz fikir teatinizi izlemek her ne kadar "kesin ve net" olan nedir sualine cevap bulamadıysa, izlemek keyif verdi, gerçi ben arzuyla başlamıştım sayın vaziyet,onu azıttınız bir yerlerde sanırım:) gerçi malumdur, taşınacak şey değildir o,yine de eksik olmayınız,yüzümde handeler peyda oldu.
YanıtlaSilbir semaiyle size ve tüm cemiyyet-i irfana selam ederim.
Şad olup görün ne canlar canıdır karşımdaki,
Derd-i aşka kul olanın şanıdır karşımdaki,
Alemi seyran edenler söylesin gelsin beri,
Dürr-i meknun la'l ü gevher kanıdır karşımdaki.
saygımla,
imza:anonim
Sürrealizmin başına ne geldiyse, babalarının müziğini dinleyen insanlardan gelmiştir.
YanıtlaSilsayın adsız;
YanıtlaSilherhangi bir sonuç beklemeksizin fikir teatisinde bulunmak, pek sevdiğim bir etkinliktir. bu nedenle bir an için unuttuğum "muhtemel" izleyicilerden de kendi gevezeliğim adına özrümün kabulünü rica ederim.
bir sonuca ulaşmak isteyenler içinse hasılı; kesin ve net olan yanılıyor olma arzumuzun bizatihi kendisidir.
saygılar..
sürrealizmin arzu odağında,çocukluklarında tecavüze uğramış kadınların bulunuyor olmasını da bu denkleme bağlayabiliriz bu gidişle.
YanıtlaSilimza anonim
Yanılıyor olma arzusu... Freud'a göre bu olanaksız çünkü onun 'arzu' sistematiği 'yanılgısız' dürtüyü esas alır ve doğru olan da budur kanımca. Ama Lacan! Onun 'arzu'su dürtüsel olanı yadsıdığı ölçüde kültürelleştir, kokteyl salonlarının 'formal baştan çıkarma' programına eklemlenir ve hiyerarşik konumu, Baudrillard'ınkinden hemen önce gelir...
YanıtlaSilŞu durumda 'arzuyu', sınıfsız cinselliğe inanan bir 'talep öznesi' olarak sınıflandırmak zorunda mıyız sorusu geliyor aklıma... Arzu sınıfsız mıdır?
yanılgı payımı zorunlu bir tercih olarak görmeyecekseniz "arzu"nun "sınıf"ın belirleyicisi olduğu fikrini ortaya atasım var.
YanıtlaSil"yanılıyor olma arzusu"nu ise, akad'ın "vesikalı yarim" filminde, manav halile aşık pavyon kadını sabiha'nın, sevgilisi halil'in evli olduğundan neredeyse emin olduğu halde, "evli misin?" sorusunu, "ya evet derse?" ihtimalinin zorunlu bir tercih olması nedeniyle bir türlü soramaması ile özetleyebilirim.
Konu dışı ama blog un playlist indeki 'Tindersticks' parçası türkü niyetine sevgili Vaziyet'e gelsin...
YanıtlaSilsorunun muhatabı değilim ama söylemek isterim, baudrillard da "baştan çıkarma" sınıflı değilse de cinsiyetlidir. kadının boyalı erkeğinki ise ironiktir.
YanıtlaSilbu bağlamda, freud a dönmek, psikanalitik kronoloji bakımından sürrealizmin tabiatına daha uygundur, her ne kadar baba müziği efekti yaratsa da.zira freud bu tarih içinde adeta mitolojiktir.
imza anonim
17.şarkı da freudyen ahlakıyla çatışan (bkz ölüm içgüdüsü)anonim olmayan kim varsa ona gelsin.
YanıtlaSila
"...sürrealizmin arzu odağında, çocukluklarında tecavüze uğramış kadınların bulunuyor olmasını da..."
YanıtlaSilimza anonim
Bu yararlı bilgiye nereden ulaştığınızı merak ettim doğrusu.
http://en.wikipedia.org/wiki/Lee_Miller
YanıtlaSilchapter : "early life"
syg