Yıl 1982. Çantam Bego bisküvisi ile dolu, kendi kaidesine uyumlu bir canlı bombayım!
Yanımdaki akordeon çantalı kızın adı Özgür. Gülüşü Do Majör. Gözlük sapları %99 kakao. Bayrak ölüsünden yapılma okul elbisesi, rüzgarla şiştikçe nefesini tutan bir yelken yaması.
Özgür'ün babası ortopedist; 'varlık-beden'in çekim gücüne dayanamayarak yamulan kemikleri onaran sosyalist bir kalsiyum fabrikası.
1982 Eylül ayı itibarııyla her haftasonu Özgür Biz'lere geldi, biz Özgür'lere gittik. Yani: İntam 99 - İntam 101. İntam 99 - İntam 101. İntam 99 - İntam 101. İntam 99 - İntam 101. 1987 Haziran ayına kadar...
Özgür'ün babası geçtiğimiz yıl öldü, mezar taşı Bego bisküvilerinden yapıldı. Özgür nerede bilmiyorum, telefonlarıma cevap vermiyor. Elbisesinin fiyongu hala ağzımda. İntam yıkıldı, yerine İtham yapıldı. Bir daha yıkıldı, bir daha yapıldı. Bir daha yıkıldı, bir daha yapıldı. Bir daha yıkıldı, bir daha yapılıyor.
Yıl 2015. Çantamda oksijen tüpleri, kendi kaidesine yabancı bir ölüm provasıyım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder