21 Kasım 2013 Perşembe

André Breton'a Mektup



Uzun yıllar sen olduğumu, sende olduğumu ve yine sana döneceğimi düşündüm. Biri ölü, diğeri daha ölü iki düşüncenin birbirlerine çarpmaksızın birbirlerinin içinden geçtiği bir hayatı bahşettiğin için minnettarım sana. Adın arzumun kabuğu, sözcüklerin vicdanımın sağlamasıdır. Şimdilerde çocuksu bir ayrılık refleksiyle senden koparak adına 'kendilik' denilen bir başka varlığı, bir başkasının zamanını yaşıyorum. Hayatından adımı kazımak tam 20 yılımı aldı. Bağışla beni; sesini terk ettiğim, bakışından uzak bir bakılan nesneye dönüştüğüm için. Adına 'özgürlük' denen şu ölü dizeyi, şu aksak 'değer' parçasını daha da büyük bir özgürlükle yok ederek sana dair miş'li geçmekte olan bir zaman algısı yarattığım için bağışla beni. Sevgimi itiraf edebildiğim tek insana... 

15 Kasım 2013 Cuma

Un Chien Anadolu


Fotoğrafa bakıp da post militarist bir çığırtkanlıkla 'Luis Bunuel'in askerleriyiz' diyebilmeyi isterdim ancak duruşumdaki (kas zırhı) manik-anatomik yalnızlık, 'size bakıyor' olanla 'sizden yüz çeviren' arasındaki tarihsel mesafeden kaynaklanıyor. Formüle edersek: L'histoire de l'oeil - Les cuirasses musculaires = Ego merveilleux... İyi geceler.

2 Kasım 2013 Cumartesi

Venüs'e Mektup


Sadakatsizliğimi bağışla ancak varlığın tarafından sürekli izleniyor olmanın getirdiği akılcı paranoyamı yatıştırmak zorundayım. En azından bir süre ayrı kalalım. Kesintiye uğrayan bakışlarımızın, bedenini işgal etmiş zoraki yetişkin arzuyu huzura kavuşturacağını umarak, sevgiyle...