
* Şimşek ve gök gürültüsü gibi, önce yüzün görünüyor, sonra terk edişin.
* Küflendikçe açığa çıkan zehirli bir kimyasal reaksiyon, çocukluk kentim.
* Beklenti, bekleyişin negatifi. İlki kadınlar, ikincisi ölüm için.
* Uyurken gözlerin, oyun hamurundan yapılma kazara devinim.
* Sarı çizmeleri şekerli çamura bulaşmış kız çocukları, gözlerinde şarap lekeleri.
* Işık geçirmez bedenin, aramızdaki yakınlığın yanılsama payı.
* Bıraktığım yerde yoksun, bıraktığım yer de yok.
* Zaman tarafından terk edilmek, ölümün eşcinsellik kipi.
* Güzellik, içi cam kırıklarıyla doldurulmuş makyajlı kuş ölüsü.
* Yüzün, ampulleri patlamış gök kuşağı.
* Arzuda devamsızlık, makas değiştiren kalbin hastalığı.
* Aniden direksiyona düşen yüz, ölümü uğurlayan kısık sesli klakson.
* Zamansızlığa koca çırpınışlarla gerileyen eklemsiz melek.
* Sesin, buzul çağına bırakılmış devasa kömür parçası.
* Yüzündeki damarlar çekildiğinde, sarı iksire boyanmış kumsallar kaldı geriye.
* Bir kadının arkasından bakakalmak, manevi sürtünme kuvveti.
* Sis, kendini teşhir ederek gizleyen tek hayalet.
* Uyumsuz gülümseyiş, yol ortasına bırakılmış çürük ayakkabı.
* Açık kalmış araba silecekleri, nesnenin kendi varlığını kutsayışı.
* Şarj edilebilir tek klişe, orgazm. Ölümü geciktirmenin efendisi.
* Uyurken yüzün, hurda yığını arasında beliriveren hassas ayak bileği.