* Diyalektik, düalizm ve monizm... Reich'ın üç cilde sıkıştırılmış eylem kataloğu; biri diğerinden uzun olmayacak biçimde üçe çatallanmış aksiyon alanı... Diyalektik çizgi, zihni beden üzerinden okuyan, yüzeyde derinleşen, yalnızca kendine bölünebilen bir çizgi. Düalist çizgi, bedeni enerji üzerinden okuyan, kendinde derin, diğerlerine bölünebilen bir çizgi. Monist çizgi, aklı delilik üzerinden okuyan, asal, bölümsüz, bölüntüsüz bir çizgi.
* Orgon akümülatörü, magma ve güneş arasındaki ışık kırıntılarını toplayan dev bir priz. Bedende serbest dolaşan anksiyeteyi atmosfere dağıtan sessiz bir devrim prototipi. Dışı balete ağacından, içi magnezyum yontusundan yapıldığında, zihnin travmatik enkazını tinerli bir buhar yoğunluğuyla çözündüren bir işleve sahip. Karelya köylerinde, akümülatörü sırtında taşıyan insanlar gördüm. Reich'ın havarileri, yürüyen pil tasarımları, bakışları birbirini kesmeyecek biçimde, Ladoga gölünü -dikine- kesen bedenler...
* Örgütlü ve kurgusal bir evren tasarımı olarak cinsel devrim! Gres yağı kokan, kalın, kaygan ve boğumlu parmak vuruşlarıyla bir orospunun tenine not olarak düşülmüş anonim tarih... Cinsel devrim, yalnızca -miş'li gelecek zamana ait bir mit; yaşamadığımız bir geçmişi, kıyametin hemen ardına bağlayan bir kehanet praksisi.
* Reich, bulutları ehlileştiren bir şamanın eli yardımıyla, psikanalizi, düşsel ve kan içinde bir beden prototipinin zihnine yerleştirdi.
* Orgon enerjisi, primordiyal bir kafatasının sonsuz karanlığında yayılan üç katlı ışık mimarisi... En altta, avangart bir tiyatro sahnesinde kenetlenmiş şeffaf insan bedenleri; birinin eli diğerinin sırtında, birinin yüzü diğerinin göğsünde eriyen... Topyekün, koskoca bir kütleye dönüşmüş insanlık; hareket etmeksizin çalışan, kendine yeten, organize-kenetli bir kas mimarisi, belleksiz... Onun üstünde, görüş alanının sınırlarını aşan, çam ağacından yapılma bir kütüphane hologramı; raflarına dizilmiş sonsuz sayıda taş ve kaya örnekleri. Bilginin ham hali; sözcüksüz, kendiliğinden bir arzu fosili, dark materyal! En üstte, kutsal olduğu iddia edilen bir tepe görüntüsü, insanlık tarihinin en görkemli meydan savaşı, sevişen beden kalıntıları ve omuzlar üzerinde yükselen kozmik orji anıtı.
* Coşkusal veba, ele avuca sığmayarak bedenin dağlık alanlarında pusu kurmuş fraktal-kanserojen bir özüt. Ucuz romanların ve kutsal kitapların eş zamanlı yazılmış önsözü, sonsözü...
* Reich'ın düşünsel yaşamı, mukuslu algı kaplarına şöyle yerleşmeli; 'zihin', 'beden', 'enerji' ve 'delilik'... Zihin bölmesinde, sözcük-sinirler tarafından iletilen kişisel tarihin ilk örnekleri... Beden bölmesinde, göz çukurlarının karanlık odası, belleğin dil izleri, eklem yaraları... Enerji bölmesinde, tuzlu organlara batırılmış frekans telleri, paslı akü başları, ters dönmüş bir terliğin içinde batmakta olan güneş yaraları... Delilik bölmesinde, mikroskoptan koparak uzaya düşen ve gözünü çoktandır hatırlayamayan bir bakış eskizi...
* Cinsel Devrim, yalnızca depremsiz anları kaydeden bir sismograf; içinde bohem can sıkıntıları ve yalnızca kulaktan kulağa yayılan sismik orgazm dinletileri taşıyan.
Not düşmeli; dinletiden dışlananlar, ansızın bastıran bir suçluluk duygusuna teslim olup kitapta tanımlanan devrim pratiği önünde gözyaşı döktüler.
* Reich'ın pozitivist-akılcılığı, düsturla ya da diğer bir deyişle, 'dile gelenin biçimci dokusuyla' yakından ilgili! Optik olduğu kuşku götürmez bir cihaz tarafından üretilen bu sözcük dizini, doğruyu, yalnızca doğruyu söylemeye adamış kendini. Aksiyonel, yarı-lirik ve devasa ikonların görkemini çağrıştıran sürtünmesiz bir dile içkin, Reich'ın pozitivist-akılcılığı.
* Sex-Pol, iletken gümüş dişler aracılılığıyla çiğnenerek dil altında kana karışan majistik-maddeci eriyik... Majistik çünkü zihnin kök hücrelerinden doğmuş. Sıra sıra dizilmiş yüzlerce hemşirenin önlük düğmelerinden geçerek tinsel-kendiliğinden bir zevklenmenin nedeni oluvermiş. Maddeci çünkü yumruk büyüklüğünde bir hevesten doğmuş. Sıra sıra dizilmiş insanlığın utanç kaslarından geçerek koskoca bir sosyal sınıf yaratmış. Emekçilerin orgazm yarasıdır Sex-Pol.
* Reich'ın divanı, yalnızca zihin kırıntılarıyla değil, aynı zamanda organ-bedenlerin acılarıyla dolu. Kıvrak ter izleriyle, topal adımların hadım yarasıyla ve hiç de suskun olmayan çene kemiklerinin dansıyla işlenmiş bir divan.
* Orgon ve Dor (Deadly Orgon) arasındaki ilişki, diyalektik değil düalektiktir. Reich'ı akılcılıktan akıldışına, mantıksal çıkarım ilkesinden paleolojik mantığa sürükleyen, işbu düalizmin kendisi! Orgon tensel olana, Dor tinsel olana içkindir. Orgon anonim nesne, Dor kendinde ŞEY'dir. Orgon Eros'un muadili, Dor Thanatos'un eşidir. Orgon yastıkta, çarşafta, yünde, naylonda ve mikrokozmik evrende eriyebilen asitli bir görüntüdür. Dor yalnızca karanlıkta, metafizik uzamlarda, uzay çöllerinde ve uranyum kaplı steril diş tellerinde iletilen bir görünümdür. Bilinenin tersine Orgon ölüme, Dor sonsuza içkindir. Ne var ki ikisi de dışlanmıştır yaşamdan.
* Reich'ın bedensel dejenerasyona gönderme yapan kuramsal yazıları, pozitivist-ampirik ve deneyci değil, akıl dışı-paleolojik ve deneyseldir.
* Reich, insanoğlunun kemik doku-yapısını betimlere ayırarak onu yalnızca dil ve sözcükler üzerinden işler hale gelen bir sarmal tasarıma dönüştürdü. Bu tasarım, genetik yollarla gelecek kuşaklara aktarılabilecek anonim bir kod dizilimine sahip. Örneğin 'Fren Kemiği', cinsel perhize tabi olan kadınların kalçalarına bağlı bir doku-yapı. 'Rüya Kemiği', diz kapağını fantezi hücrelerine bağlayan ve devrimci öfkeyi topraklayan bir işleve sahip. 'Travma Kemiği', sfinkter kasını erkekte prostat dokusuna, kadında ise göğüs-dil hattına bağlayan çok uçlu bir anatomik tasarım.
* Orgon... Anatomik tözün monem kapakları olan hücrelerde tutunan, Reich'a göre mavimsi, bana göre 'işkilli turuncu' bir sıvı-imge. Yalnızca canlı organizmada değil, hemen her yüzey ya da yüzeysiz ortamda çoğalabilen içplazma. Çift cinsiyetli tanrı eskizi, deniz kenarında bekletilmiş kan kokulu düşünce, eski şehrin giriş kapısına yığılmış bayrak ölüsü.
* Reich'ın içsel siyaseti, kendi gölgesini hızlı adımlarla terk eden bir delinin seyreltilmiş bakışını taşıyor; bir ucu tavuk karası mikroskoba, diğer ucu nikotin suyuna yatırılmış kafa sesine bağlanmış... İğnesi kırık bir sismografın tırmayalarak yazdığı bir arzu enkazı, Reich'ın içsel siyaseti.
* Reich'ın nesnel siyaseti, paslı bir periskopun odak keskinliğini taşıyor, bir ucu Marx'a, diğer ucu İsa'ya bağlanmış, tortul bir kayalığa, azgın bir kadın ağzında nemlendirilmiş küre biçimli bir tebeşirle yazılmış.
* Yalnızca suskunlukta dile gelen, yaklaştığınızda uzaklaşan ve bulunduğu anda yitirilen ipeksi bir eldiven; insan derisinden yapılma, dışı boş bir eldiven, Cinsel Devrim...
* Reich'ın yedi günah tasarımı: Oküler günah, gözde başlayan, bakışta sonlanan ve tarih öncesinde işlenmiş günahların en yalın olanı. Baba katli, ilksel özdeşleşme, ensest, delilik, miyop bir karartı hali. Oral günah, ağızda başlayan, zihinde dolanan, ithafta, yargıda, dedikoduda, yalanda ve söz atımlarının ağrılı eklem yerlerinde sonlanan bir günah. Çok hücreli dil dokusunun gölge yüzeyinde ve sürtünmesiz bir sinir ağında dönerek ilerleyen, gülme tepkisini boğarak alın bölgesine yürüyen, sıvı nakil yollarını dejenere eden, yüzdeki anlık kırışıklıkların nedeni olan bir günah. Servikal günah, ensede başlayan, boğaz bölgesinde devam eden ve duvarda unutulmuş bir çivi gibi, gırtlağın hemen altından kana karışan sinsi bir günah. Oküler bölgeye giden sevap sinirlerini bozguna uğratan, enine ya da boyuna göre ağlamayı geciktiren / engelleyen, onun bunun rüyasından kalma prematüre bir çığlık tasarımı. Bir de not düşmek gerek; öfke halinin ters ucu, bir bebeğin dişlediği transparan kablolar yardımıyla bu bölgeye bağlanmıştır. Torasik günah, göğüs kafesinde sıkışan, devrimci ileri atılmaları gerici-artçı sarsıntılarla boğan, çifte anksiyeteli ve daha çok sırta vuran, sırta vurulan bir günah. Not düşelim; bir ucu defansif sırt-kas dokusunu izleyerek diyafram bölgesine iner ve ansızın verilen kararlara, gereken infantil enerjiyi iletir. Diyafram günahı, göğüs kemiğinin en alt kısmından doğar, karın bölgesine dökülür. Arketipal harakiri izleriyle dolu olan Seppuku kan-ırmağının zihne olan akışından sorumludur. Her patolojik hıçkırık, akışı tersindirerek işbu günahın farklı beden-bölgelere yayılmasına olanak sağlar. Karın günahı, diyaframın altından kasığın üst kenarına dek uzanan çok katmanlı bir günah tasarımı. Oral bölgeden geçerek sindirilen katı (öldürmek, oburluk, haset), sıvı (itaatsizlik, tembellik) ve gaz (zina, cinayet) olarak kana karışan günah artıklarının toplanma yeri. Pelvis günahları, tüm günahlar içerisinde en çok bilineni! Çoğul, bulaşıcı, duygusal vebanın özütü. Not düşelim; bedenin yaşamsal bölgelerine yürüyen Katı-Eros bileşenlerini bozguna uğratan kötürüm bir günah bu.