11 Haziran 2008 Çarşamba

"Filmlerim Zihni Değiştiren Bir Tür İksirdir"



Çeviri: Tan Tolga Demirci

Soru: El Topo filmi niçin yeniden piyasaya sürüldü?


Yanıt: Allen Klein'la 25 yıllık mücadelemden sonra nihayet dostça bir anlaşma yaptık. Birkaç ay sonra New York'a El Topo'nun renk düzeltmesi için gittim. Allen Klein'ın kızıyla mükemmel bir iş çıkardık. Kızın adı Robin... Hazırladığımız DVD içersinde üç filmim var, Fando & Lis, El Topo ve Holy Mountain. Ayrıca 24 yaşında ilk çektiğim filmin kamera arkası görüntüleri var. Bir Thomas Mann öyküsüydü bu, 'The Tide' adını taşıyan bir tür pandomimdi. Bunun dışında DVD içersinde röportaj ve yorumlar da var tabii.

Soru: Allen Klein'la sorun tam olarak neydi?

Yanıt: Benden bir film çekmemi istedi ve ben de çekmeyeceğimi söyleyip ondan kaçtım. O da eğer onu bırakırsam El Topo'yu kimsenin görmesine izin vermeyeceğini söyledi. Yıllarca savaştık. Sonra bir gün telefonda konuştuk ve o kadar parayı birbirimizden nefret etmediğimiz için harcadığımızı anladık. Barış imzaladık. Eski düşmanımı görmek için onu ziyarete gittim. Kapıyı açtığında benim güzel bir insan olduğumu, canavarın teki olmadığımı söyledi. Ben de ona 'sen de bir canavar değilsin, hatta tinsel bir üstatsın' dedim. Şimdi yaşlandık. Aradan 30 yıl geçti. Artık dostuz. En iyi dostun, en iyi düşmanındır her zaman.

Soru: Nasıl bir teknik çalışmaya girdiniz filmleri yeniden piyasaya sürerken?

Yanıt: Stüdyoda istediğim renklendirmeyi sağlayabilecek yeni makineler vardı. Filmi yaptığım sıralarda teknik bu derece ileri değildi. Bazı görüntüler karanlıktı ve kimi sahneler ise durağan... Ben de sahnelere hareket kazandırdım. Harika oldu. Hayatımda ilk kez istediğim resmi yakalamış oldum. Üç filme de aynı yöntemi uyguladım. İlk film siyah beyazdı ve çok sorunu yoktu açıkçası. Ama El Topo problemliydi çünkü renklerinde iş yoktu. Holy Mountain da şimdi tıpkı bir resim gibi oldu.

Soru: John Lennon, filmlerinize hayrandı.

Yanıt: Ona büyük bir teşekkür borçluyum çünkü El Topo ile ilk kez Amerika'ya geldiğimde büyük şirketler filmi gösterim için olanaksız bulmuşlardı. O aralar biri filmi John Lennon'a göstermiş ve o da filmi çok sevdi. Yoko Ono ile yaptığı kendi filmini benimki ile birlikte halka gösterdi. Bu bir geceyarısı gösterimiydi, ilk kez bir filmim geceyarısı gösterime girmişti. Çünkü genelde 'Pembe Filamingolar' gibi filmler o saatlerde gösterime giriyordu. Amerikalılar buna 'geceyarısı ayini' diyorlar... Bir yıl sonra Allen Klein filmin haklarını satın aldı. John Lennon beni onunla tanıştırmış ve bana istediğimi yapmam için gereken parayı vermesini söylemişti. Meksika'da muazzam bir film yaptım o parayla, Holy Mountain'i... Filmi kimse anlamadı ve hiçbir zaman gösterime girmedi. Oysa Marilyn Manson filme bayılıyor. Filmden o kadar etkilendi ki kliplerinde o filmin izlerini bulabilirsiniz.

Soru: Marilyn Manson'un evlilik seramonisini de siz yönettiniz değil mi?

Yanıt: Evet, benden seramoniyi idare etmemi istedi, hem de Holy Mountain'daki simyacı karakteri olarak. Ona 'dinle bay Manson' dedim, 'filmin üzerinden yirmi ya da daha çok yıl geçmiş olmalı. Şu anda o kostüm bende yok.' O da beden ölçülerimi istedi. Sonra onunla 'evlenmek' için İrlanda'ya geldiğimde kostüm beni bekliyordu. Bu onun rüyasıydı. Böylece filmim daha anlaşılır hale gelmişti.

Soru: Peki Allen Klein'ın çekmenizi istediği film ne üzerineydi?

Yanıt: Benden 'Story of O' isimli romanı sinemaya uyarlamamı istedi. Cinsel içerikli bir şeyler çekmek istemediğimden önerisini reddettim. Çünkü fazlasıyla feministim. Köle olan bir kadının filmini çekmek istemedim. El Topo'yu yaptığım sıralarda tam bir güney Amerikan maçosuydum. Holy Mountain zamanı ise kadınlara verdiğim önem artmıştı. Onlara kötü davranmanın gereksizliğini anlamıştım. Allen, projesinde ısrar edince de kaçıp gittim. Bu açıdan baktığınızda kızmakta haklı belki çünkü El Topo ve Holy Mountain'a dünyanın parasını yatırmıştı. Doğal olarak benimle büyük işler yapmak istiyordu. Ben de kaçtım.

Soru: Filmlerinizi ilk kez görecek olanlara ne önerirsiniz?

Yanıt: Ben bir sanatçıyım. Şimdilerde filmler sanatçılar tarafından değil şirketler ve multimilyonerler tarafından çekiliyor. Sinemada sanat ortadan kalkmış durumda. Günümüzde sanatçı geçinenler bir film çektiklerinde, bunu o filmi müzede saklamak adına yapıyorlar. Benim için müzeler, mezarlıklardır. El Topo bir western, Holy Mountain ise bir 'dağcı' filmidir, dağlara tırmanmayı konu alır. El Topo modern bir filmdir. İşte bu yüzden asla yaşlanmıyor. Holy Mountain ise ancak on yıl sonra anlaşılıp doğru yerlere oturtulacak bir film.

Soru: Bir sonraki projeniz nedir?

Yanıt: 'King Shots' adında bir gangster filmi. Çok fazla oyuncu bu filmde yer almak istedi. Marilyn Manson, 300 yaşındaki papayı oynayacak. Prodüksiyon öncesi çalışmalar sırasında Nick Nolte aradı; Santa Sangre'yi gördüğünü ve benimle çalışmak istediğini söyledi. 'Size ne kadar ödemeliyim' diye sorduğumda, paranın önemsiz olduğunu söyledi. Filmi Romanya ve Leone'nin de çalıştığı İspanyol çöllerinde çekmek istiyorum. Filmde, çöl ortasında bir gazino olacak ve tüm gangsterler gazinoda kumar oynayacaklar. Sonra çölde King Kong büyüklüğünde bir adamın iskeletini bulacaklar. Bir zamanlar Abel Cain isminde, 'El Topo'nun Oğlu' olarak da düşünebileceğiniz bir film yapmak istemiştim. Ama gereken parayı toparlayamadım. Çok pahalı bir işti. Biliyorsunuz, ben sanat yapmaya çalışan fakir bir şairim, kişisel filmler çekmek isteyen bir şair... Filmlerimin, 'zihni' değiştirebilen bir tür iksir olduklarına inanıyorum. Aptal olarak girip de salak olarak çıkılan filmlerden nefret ediyorum. Oysa benim filmlerim gördüğünüz dünyayı sizin için tamamen değiştirebilir. Benim için sinemanın anlamı budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder