27 Şubat 2009 Cuma

Esaretin Teşhiri mi Yoksa Teşhirin Esareti mi?



Esaretin teşhiri: Sondan üçüncü delikte kitlenmiş mazoşist sınıf bilincinin haz oktavı. Kadının beyincik bölgesi olarak tanımlayabileceğimiz ‘ense’ alanının işgal edilerek deri el yazmalı bir tabula rasaya dönüşmesi.

Teşhirin esareti: Gösterildiği andan itibaren daha güçlü bir gizlenme alanına duyulan sonsuz ihtiyaç. Hapsedilmişlik duygusunu aşarak, açığa çıktığı yerde / anda yapayalnızlığa kapaklanan duygusal meteor.

Acı kolektif bir duyumdur, hüsrana takıldığı anda yalnızlığa dönüşür. Hazzın karşıtında acı değil, sadece yalnızlık vardır. Yalnızlığın erojen bölgesi ‘bakış’tır, ne kadar okşarsanız okşayın boşaltamazsınız onu; rengi tan kırmızısı, kokusu, galaksi mavisidir.

Haz da acı gibi kolektiftir. Kestirilemez olduğunda başkasının arzusuna, önceden planlandığı anda sadece kendi anlamına dönüşür. Acının erojen bölgesi, yazılı tarihidir, bu yüzden tenle birinci elden ilgisizdir.

Mazoşistler ezilenlerin yanındadır. Onların sınıf bilinci, ‘esaret altında nefes tutmak’ sloganını esas alır. Mazoşist hareketsizliğin ya da mazoşist bireyin sınıf / sızlık mücadelesi içinde yeri yoktur. Bir mazoşist için devrim, özenle seçerek kestirme olmaktan uzaklaştırdığı kendi acısını katedebilmek üzerine kuruludur.

Ötekinin emeğe dönüştürdüğü acı, mazoşistin ‘yalnızca’ kendisiyle paylaşabileceği tek cevherdir.

24 Şubat 2009 Salı

Tristan & Isolde























Büyüyerek ereksiyon sınırlarını aşan ve giderek çırılçıplak bir kadın görüntüsüne dönüşen Aquarius'un erkeklik organı.

Nefretin kıymık kipi! Self-kastrasyon!

Sok, çıkar. Sok, çıkar. Sok, çıkar...

Yerde tıpkı bir bitki gibi kendi suyuyla beslenerek düzensiz büyüyen sümüklü sünger. Erkeklik organından kopan en dişi parça, oluşamamış diğer ayak.

Sık, bırak. Sık, bırak. Sık, bırak...

Aquarius'un gözü sizde kadınlar! Sıradaki sizsiniz. Kendinizi kuş bağırsağından yapılma bir cinsellik organı olarak yerçekimine karşı bir haz noktasından salmaya hazırlıklı olun. Bu hafta boyunca her gece, gözleriniz neredeyse kapanmışken Aquarius sizin için gelecek. Ayaklar yorgan içine!

Düş, gerçek. Düş, gerçek. Düş, gerçek...

23 Şubat 2009 Pazartesi

Kiki'nin (Alice Ernestine Prin) Rüyası




Kiki rüyasında, kendini rüya görürken görüyor. Ve böylece Kiki, başkalarının gördüğü bir 'anonim rüya' olmanın hazzında giderek 'diğerinin' arzusuna dönüşüyor.

18 Şubat 2009 Çarşamba

Bağış



Bu bilete harcanan parayı, filmin sermayesine katkıda bulunan ve Amerikan kurgu yasaları gereğince filmin yönetmenini kurgusunu yapmaktan alıkoyan herkese bağışlıyorum.

Güle güle harcayınız...

14 Şubat 2009 Cumartesi

Modern Bankacılık



İstanbul Modern... Türkiye'nin ilk modern bankası!

PS: Faiz oranları için lütfen afişi büyütünüz...

11 Şubat 2009 Çarşamba

10 Şubat 2009 - Rüyalar



1) Kız bulmak için bay N.D.ile Amerikan Hastanesine gidiyorum. Hastane koridoru, Penadur-la 1.200.000 ünite gibi kokuyor. Sonra hastanenin üst katına çıkıp, doktora yedi çeşit kız istediğimi söylüyorum. Bunun üzerine alt kattaki kıyma makinesi çalışıyor ve altındaki poşetlere 7 ayrı et, kıyma olarak kıyılıyor. Kıymalardan birinin 'mundar' cinsi olduğunu söylüyorum.

2) Bir iskeleden aşağı bakıldığında, suyun içinde Lenin kafalarından oluşan küçük heykelcikler görülüyor. Köylünün biri ise bir yandan ‘pis komünistler’ diye bağırıp, diğer yandan heykelcikleri suyun içinde açmaya çalıştığı çukurlara gömmeye çalışıyor ancak adam ne kadar uğraşırsa uğraşsın, suyun içinde çukur açmayı başaramıyor ve bir türlü yok edemiyor Lenin heykelciklerini.

3) Paltomu diktirmek için terziye veriyorum ve bir süre sonra geri alıyorum. 66 milyon hesap isteniyor. Çok fazla geliyor istedikleri para. İçindeki tüm delikleri diktim diyor terzi. Yine de çıkarılan hesap sinirlerimi düzeltmeye yetmiyor. Parayı ödeyip dükkandan ayrılıyorum. Bir süre sonra bakıyorum ki paltonun sol cep kısmı yırtık. Ödediğim paraya onu da dikmeleri amacıyla dükkana geri dönüyorum. Orada çalışan kıza cebimi dikmesini ancak ekstra para vermeyeceğimi söylüyorum. Cebin dikilemez olduğunu çünkü bir kadınla kavga sırasında yırtıldığını söylüyor kız. Cebime elimi sokmak istemediğimi, para koymayacağımı, dolayısla cebi kapatacak biçimde dikmesi gerektiğini yineliyorum. Kız başka müşterilerle konuşmaya dalıyor, beni başından savıyor. Bunun üzerine ona son kez dikime başlayıp başlamayacağını soruyorum. Kız yeninden cebin dikilemez olduğunu söyleyince yaptıkları işin boktan bir iş olduğunu söyleyip dükkandan çıkmak için delik paltomu alıyorum. O sırada kıza karşı inanılmaz bir arzu hissediyorum. Özür dileyip ona duyduğum bağlılık nedeniyle ağlamaya başlıyorum. Cebim, her gözyaşıyla biraz daha yırtılıyor.

6 Şubat 2009 Cuma

Bakire Muayenesi



Yarını öbür güne bağlayan gece göreceğim rüya, İstanbul'da hiç tanımadığım bir kadının rahminde şekillenirken...

PS: Kadını, İtalyan ahşabından yontulmuş sağ ayakkabısının altındaki fiyat etiketinden tanıyabilirsiniz.

1 Şubat 2009 Pazar

Ağlama Türleri



Histerik ağlama: Gözyaşı, ağlama arzusundan önce düşer, kendi anlamını ardında bırakır.

Ani ağlama: Gözyaşı, ağlama arzusundan habersiz düşer, kendi anlamından kaçar.

Gülerek ağlama: Gözyaşı, ağlama arzusundan sonra düşer, kendi anlamını yeniden yaratır.

Hıçkırarak ağlama: Gözyaşı, ağlama arzusuyla aynı anda düşer, kendi anlamıyla özdeştir.

Toplumsal ağlama: Gözyaşı yoktur, anlamsızdır.

Ve Anna Karina... Sessiz ağlama: Gözyaşı anlamıyla birlikte arzuya yapışır, düştüğü yerde asılı kalır. Ağlama nedeni, ağlama anı ve ağlayan kişi mutlak sonsuzlukta özdeştir. Bakışı anlamlandıran gözyaşı mıdır yoksa gözyaşını anlamlı kılan bakışın kendisi mi?

PS: Bu fotoğraf Godard tarafından, Anna Karina, Carl Theodor Dreyer'in 'La Passion de Jeanne d'Arc' filmini izlerken çekilmiştir.