31 Mayıs 2012 Perşembe

Dipnotlar XIV


* Çözdüğünüz bulmaca kareleri, Gradiva'nın file çoraplarına aittir.

* Satrançta en güçsüz taş en güçlü hamleye sahiptir. Bu noktada piyonun değişim değeri, kullanım değerinden değersizdir.

* Yere atılmış bir boyama kitabına basmamak için yan çizen ve kendi ölüm haberini başkasının gazetesinden okuyan merhamet arketipi gözler.

* Terk etmek, kadınların merkezkaç kuvvetidir.

* Uzaktan sevmek, sevdiğin bir şarkının üzerine sevdiğin başka bir şarkıyı kayıt etmek gibi.

* Kendi piyonlarınızın şaha karşı ayaklanıp beyazlar daha açılışı yapmadan genel bir grev kararıyla oyunu rezil ettiklerini düşünün. Böyle bir durumda oyunu, özgürlüklerini ilan eden piyonlar mı yoksa henüz oyuna başlamamış olan beyazlar mı kazanır?

* Yaşasın kürtaj! Yaşasın doğmamış çocukların kardeşliği!

* Günler eskirdi eskiden, şimdi şarj oluyor.

* Ruh, sevilen kadının şeklini alır.

* Günahlarımı taşıyan bu ıslak taş, her temizlik darbesinde simsiyah köpürerek başkalarının günahlarına dönüşen kirli beyaz.

* Bir gün at 'L' çizmekten vazgeçecek.

* Yaşadığım aşkların arasına iliştirilmiş kitap ayracıyım.

* Çocukluk, dondurulmuş besin kaynağınızdır.

* Rüyamda Çek Cumhuriyeti komünist parti genel sekreteriyle ve Üsküdar lunaparkında, kuşbaşı doğranmış kanguru eti yiyordum.

* Ruh arzu duyar, organ talep eder.

* Satranç, son hamlede değil açılış hamlesinde kazanılır. Açılış sonrası yapılan her hamle, olsa olsa bu kazancın kuramsal yorumu olabilir.

* Acımı azaltmak için zamanı ağırlaştıracak kadınlar arıyorum.

* Çocukluk aşkınızla karşılaşmak, tatil köylerini kışın ziyaret etmek gibi.

* Süt ve kan arasındaki ‘alan el-veren el’ ilişkisi olan annelik işlevini doğasıyla yerine getiren kalkık göğüslerini kıskanıyorum Mia Kirshner.

* Cinsel iktidar paylaşıldıkça yok olur.

* Piyonun vezir çıkması simyadır.

* Teleskop, uzağı değil geçmişi gösteren optik bir zaman makinesidir.

 * Ani bir burun kanaması gibi gülerken ağlamaya başlamak.

* Susmak sesin hızını yükseltir.

* Üzerinde flaşlar patlayan ters dönmüş beyaz Converse duruşu.

* 'Terk edilmiş oyuncak bakışlı kadınlar' haftası başlıyor. Katılım için çocukluğunuzla birlikte göz doktorunuza müracaat ediniz.

* Beden ve poster arasına sıkışmış ölüm.

* Sesi alınmış cinayetsin.

* Hakikat ve gerçek arasında kalmış kan kokusu.

* Hayatın yasası, satrancın ise kuralları vardır. Yasayı ihlal edersen kahraman, kuralı ihlal edersen hilekar olursun. Rezil olmakla 'vezir' olmak arasındaki fark budur.

* Aynı yerden bir kez daha geçmemek için her yüz metrede bir yola kafamdaki kadını bırakıyorum.

* Yüzün, ampulleri patlamış gökkuşağı.

* Kadınların suskunluğu, düş ve gerçeklik arasında giderek seyrelmekte olan mitolojik bir malzemedir.

* Tabutunu gardrop olarak kullandı, ölümüne kuşandı.

* Ani bir frenle yamuk çizmiş kansız kral yolunun ortasındayım.

* Satranç, oyun dinamiğini simgeler değil imgeler dünyasından alır. Örneğin kale, kendisinden başka hiçbirşeyin temsili değildir. Benzer biçimde, fil de herhangi bir hamlenin simgesi değil ve fakat sadece kendi kuralının imgesidir.

* Déja Vu, anın anısı.

* Ölürken kendine poz vermek ne kadar zormuş.

* Bir kadın gebe kalırsa bilin ki benden değildir.

* Aynı soluk üzerinde birbiriyle kesişmeyen iki zamansız arzu. Biri çocukluğum, diğeri onun çocuğu.

* Una bulanmış utanç kaslarını belime sar küçük kız, sana benzeyen pozlar doğur.

* Ben ve sen arasına düşmüş artık düşünce.

* Hiçbir jilet bileklerinizden daha keskin değildir.

* Lanetlenmiş ağırlığını bölüşüyor sokak köpekleri.

* Aşkın nefrete dönüşmesi simyadır.

* Şizofreni, hayatın bir satranç oyunu gibi tasarlanmasından değil, satrancın hayatileştirilmesinden alır dinamiğini. Hayat için satranç, stratejik bir metaforken satranç için hayat ancak patolojik bir analoji olabilir.

1 yorum: