26 Ağustos 2011 Cuma

Bukowski'nin Gözyaşı, Ölü Denize Dökülür



1 yorum:

  1. Kadının, istediği gibi şekillendiremediği bir adam karşısında çaresiz kalışı ve sevilme ihtiyacı.. Baktığını görmemek ya da baktığı bireyi kafasında şekillendirdiği biçimde görmeye çalışmak.. Önceleri -kendi deyimiyle- unutmayı seçiyordu kadın, ama işte ne olduysa, ah ne olduysa..! Kim bilir? Belki aşk sandığı şey bitmişti ya da sisteme yenik düşüp 'an' ları yaşamanın anlamsız olduğunu anlamıştı (ne de olsa bu düşünce belleğine yerleştirilmişti) ve işte tam da şimdi patlak verdi! Taa küçücükken, barbi bebeklerle oynarken öğrenmişti, bir ilişkinin mutlu sonu olmalıydı, bir ilişki sadece bir yere gidebilirdi ve yapılacak yegane şey sisteme karşı resmi bir belge imzalamak ve beyaza bürünmekti tıpkı ölürken olduğu gibi.Kadın kendine bile itiraf edemediğini karşısındaki adamdan duymak istiyordu. Kimbilir belki de yanlış anlamışımdır, öyle bir ön yargı ile okumuşumdur ki bu yazıyı algılamam gerçekliğini kaybetmiştir.

    YanıtlaSil