12 Ağustos 2014 Salı

12 Ağustos - Rüya


Kime ait olduğunu hatırlamadığım bir akraba evindeyiz. İçinde annemin de olduğu ve çoğunu tanımadığım akrabalar arasında ateşli bir konu tartışılıyor. Bir süre sonra konu dönüp dolaşıp bana geliyor. Annem gözlerime odaklanıp eskiden olmuş bir olayı anlatmaya başlıyor... 

Söylediğine göre ben beş ya da altı yaşındayken oldukça sıcak bir yaz akşamında ter içinde uyanmış ve kendimi dışarı atmışım. O kadar hızlı yürüyormuşum ki annem arkamdan bir türlü yetişememiş. Bir süre sonra, sokakların birinde beni yerde sırtüstü yatarken bulmuş. Burun deliklerimin birinden kan sızıyormuş...

Annem, yaşadığına emin olduğu bu olayın devamını yazık ki hatırlayamadığını ancak yine de büyük olasılıkla ölmüş olabileceğimi söylüyor. O anda benim dışımda bir 'Çocuk Tan' karakterinin olup olmadığını sorgulamaya başlıyorum. Bu düşünce o kadar acı veriyor ki bana sanki bedenimin çoğalarak yok olduğu yanılsamasına kapılıyorum. Duyduğum kaygıyı bastırmak için anneme capcanlı karşısında olduğumu, nasıl böylesine korkunç bir düşünceye kapılabildiğini soruyorum. Gözlerini hüzün sarıyor annemin ve çocukken dehşetli bir hastalığa yakalandığım için burnumun kanadığını, bu hastalıktan kimsenin kurtulamayacağını, dolayısıyla ölmüş olma ihtimalimin çok yüksek olduğunu tekrar ediyor. Diğer akrabalar da annemin sözlerini onaylıyor. O anda 'Çocuk Tan'ın benden farklı bir kişi olduğuna inanmaya başlıyorum; bu esrarengiz çocuğun nasıl olup da bana dönüşebildiğini ya da dönüşmese bile benim ölü bir çocuktan nasıl var olabildiğimi sorgulamaya çalışıyorum. Ancak ne yaparsam yapayım bir türlü bu iki kişi / kişilik arasındaki mucizevi köprüyü kuramıyorum. 

Post Scriptum: Uyandığımda ilk dokunduğum yer burnum oldu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder