30 Eylül 2008 Salı

Sembiyoz


Şimdi ikisi de ölü. Ben de, o da... Onun dudakları, pantolon ceplerinde erittiği kan çikolatasıyla kaplı. Benim dudaklarım yok. Sadece onun duruşu var. Ben, onun kararının temsiliyim. Yüz yüze gölgeleriz biz. Sınıfsız arzunun imgesiyiz. Birbirimizi soluyarak evreni istila ediyoruz, kendi dışımızda olan ne varsa yok ediyoruz. Durduk yerde devrim bu, tarihsel nostaljinin yok olarak 'anı' imgesini nesnesi olmayan sonsuz 'şimdi'ye dönüştürmesi. Artık ölüyüz ikimiz de, yaşanmamış yasın ruh haliyiz. Bizi izlerken müzik dinlemeyin. Bizi izlerken bizi düşünmeyin...

2 yorum:

  1. beyin yıkama seanslarına koyulacak türden bir fotoğraf karesi...öpüşmenin öpüşürken ''kendin'' olmanın toplumsal huzuru bozduğu ve nükleer atıkları beslediği şeklinde saplantısı olan bireylerin geliştirdikleri firijit öpüşme şekli...eğer nefes almadan soluk soluğa ıslak dudakları önce sadece değdirerek sonra koparıcasına içine çekecek şekilde öpüşürsen dünya barışı zarar görür diye beyin yıkama seanslarında koşullandırılmış bireylerin öpüşmesi...ayrıca sevişirken bile yanında biri varmış yada seni izliyormuş gibi edebli?sevişmelisin yada 3. tekil sahsın gölgesinden kurtulamamış,ne kendi olabilmiş nede öteki olmuş bireylerin öpüşme tomografisi... tutkulu ve kendinden geçerek öpüşmenin zararlı olduğunu anlatan bir beyin yıkama seansının dünya barışına katkıda bulunmak için tertipldiği yarışmada jüri özel ödülü alan çalışma...ve sanatçısıda beyin yıkama merkezinin eski kursiyeri...böyle öpüşmeği anlatabilmek için 25 farklı ülkeden ülkeden modelle çalıştı.böylesi bir sahneyi yaratmak için modelerin kendi sevgilileriyle dahi öpüşürlerken yanlarında bir diğer kişi koyduğu söyleniyor.yani kendilerini kitlenmiş gibi hissetmeleri için yada kendiliğinden,doğal o, an ne isterse yapacak şeklide değilde hep biri varmışçasına ve seni takip ediyormuşçasına,kontrollü ve tetikte olmasın asla içini dinlememelisin gibi telkinlerle modelerine bu pozu verdirmeği başarmış bir firijit barış gönüllüsü...çalışmalarını dört gözle beklemekteyiz...ve santaçının açıkdığına göre de aldığı ödülü FİKVKV'na(Firijitleri Koruma Ve Kalkındırma Vakfı),UGFP'na(Uluslararası Gönüllü Firijitler Platformu) bağışlıycakmış...ne firijitçe bir tavır değilmi?!!!

    YanıtlaSil